Sinan'ın Edebiyat Dünyasına Hosgeldiniz
Edebiyat 2. Sınıf


ÜNİTE 1
8 -13. Yüzyıllar Türk Edebiyatı
8-9. Yüzyıllar Türk Edebiyatı: Göktürk ve Uygur Dönemi Türk Edebiyatı
Göktürkler (=Köktürkler) 552 tarihli kuruluşlarından kısa süre sonra Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrıldılar. Doğu, bugünkü Moğolistan’ı, Batı ise Uygur bölgesini merkez edinmişti. Doğu 630, Batı ise 659’da Çin egemenliğine girdi.
682 yılında 17 kişiyle başlayan ayaklanma, 70 kişilik bir guruba ulaşarak başarılı oldu ve Türkler yok olmaktan kurtuldu.
İsyanın lideri Kutluğ, daha sonra Elteriş (El = ülke / teriş = derme, toplama) unvanını aldı. Yeniden bir araya gelen Türk kabileleri, Asya’da geniş coğrafyada egemenlik kurdular, 744 yılına dek.
Orhon anıtlarına vesile olan Kül Tigin, Kutluğ Kağanın iki oğlundan biridir. Ağabeyi BilgeKağan’ın genç sayılabilecek yaşta ölmesine çok üzülüp onu yaşatmak adına anıt dikmeye karar vermesiyle bizler yazılı tarihimizin ilk örneklerine kavuşmuş olduk.
Türk Edebiyatının En Eski Örnekleri
“Süke talıkan
Bokukgı tutan”
…bu iki dize Çin kaynaklarında bulabildiğimiz en eski edebi parçalardır. “Sü’yü çıkartın, Bokuk’u tutun!” / Orduyu gönder, Bokuk’u yakala!” gibi bir karşılığı vardır. Bu beytin tarihi 4. Yüzyıla kadar gider.
Türklerden kalma ikinci kayıt Bugut Yazıtı’dır. Bir kısmı Eski Hintçe bir kısmı Soğdcadır. Yazıtta BuminKağan’ın ismi geçmektedir.
Göktürk Dönemi Türk Edebiyatı
Yazılı edebiyatımızın en eski örnekleri Orhon Yazıtlarıdır. Yenisey, Kırgızistan ve Moğolistan’da bulunan eski Türk harfleriyle yazılmış anıtların tamamı Eski Türk Yazıtları adıyla ifade edilir.
Kül Tigin Anıtı (684-731)
Bir yüzü Çince, diğer yüzleri Türkçe olmak üzere 4 metreye yakın yükseklikte bir tür mermer anıttır. Anıtın geniş olan doğu yüzünde 40, dar olan yüzlerinde ise 13’er satır vardır.
İnsan, yer ile gök arasında yaratılmış.
Bumin Kağan ve İştemi Kağan tahta çıkmışlar. Düşman olan dört tarafı ordularıyla dize getirip teba etmişler. Ülkeyi yönetip yasaları düzenlemiş. Bumin Kağan ve İştemi Kağan öldükten sonra onların oğulları tahta çıkmış. Yeni gelenler öncekiler gibi bilge değildiler. Onların komutanları da cahil kimselerdi. İktidar muktedir olamayınca düşman palazlanmış. Çin halkı, Türk ülkesinin tahtını paylaşan iki kardeşi birbirine düşürmüş. Çin, Türk halkını ve topraklarını egemenliği altına almış. Türkler 50 yıl boyunca Çin sancağı altında seferlere çıkmış. Ülkesi olan bir ulus idim, ülkem şimdi nerede? Bu düşüncelerle Çin hakanına düşman olmuşlar. Çinliler Türklerin soyunu kurutmaya karar verdikten sonra babam (Elteriş Kağan) on yedi savaşçıyla başkaldırmış.
Bilge Kağan Yazıtı (683-734)
Toplamı 70 satır olan yazıt Kül Tigin yazıtı ile içerik olarak örtüşür.
Bilge Kağan’ın ölümünden hüzünlü biçimde söz eder.
Tunyukuk Yazıtı
İki ayrı taştan oluşur. Her ikisinin toplamı 62 satırdır.
Yenisey Yazıtlarından Birinci Altın Köl Yazıtı
Moğolistan dışında Sibirya’nın güneyindeki bölgede 200’e yakın yazıt vardır. Altın Köl Yazıtı’nda Erdemli bir adamın elçi olarak Tibet Hanına gittiği ve geri dönmediği anlatılır.
Eski Türklerde Takvim Sistemi: 12 hayvanın adıyla anılan 60 yıllık dilimlere ayrılmış bir takvim sistemi kullanılırdı. Her yıl bir hayvanın adıyla anılırdı.
· Sıçgan / kskü (sıçan)
· Ud (sığır)
· Bars (kaplan)
· Tavışgan (tavşan)
· Ulu / lu (ejderha)
· Yılan
· Yunt (at)
· Koyn (koyun)
· Beçin (maymun)
· Takıgu (tavuk)
· İt
· Lazgın (domuz)
Eski Türk Yazıtlarına Göre Sayı Sistemi
Ondalık sayılarda 10’un üzeri bir üst rakam ile ifade edilir. 30 veya 40 sayısından sonrası artığı / fazlası şeklinde ifade edilir.
Eski Türk Yazıtlarının Edebi Değeri
Talat Tekin ve daha sonra Doğan Aksan’ın belirttiğine göre yazıtlardaki dilin özellikleri:
1) İkilemeler,
2) Koşutluk,
3) Deyimler,
4) Atasözlerinden faydalanma,
5) Edebi sanatlar…
Muharrem Ergin ise hamaset dolu nitelemeler yapmıştır bu yazıtlar için.
Yazıtlarda en fazla öne çıkan kullanım, kelimeler arasındaki koşutluktur. Bu nedenle kimi araştırmacılar yazıtları manzum eserler kategorisinde değerlendirir. Bu yaklaşıma genel olarak itibar edilmez (öyleyse niçin ders kitabını işgal etti bu yaklaşım).
İkilemeler: Anlatımı güzelleştiren ögelerden biride eş, yakın ya da karşıt anlamlı kelimelerle yapılan ikilemelerdir. Bu ikilemelerde ses tekrarları sıklıkla karşımıza çıkar (aliterasyon olayı).
Deyimler
Atasözleri
Edebi Sanatlar: Benzetmeler sıkça kullanılan edebi sanatlardan biridir. Hakanın askerleri kurt gibi, düşmanın askerleri koyun gibi. Ateş gibi kızmak.
Orhon Yazıtları Hakkında Yapılan Yayınlar
İlk yayın W. Radloff, 1894 tarihlidir.
Thomsen üç yazıtın Danca çevirilerini yayınladı. Thomsen’ın eseri esas alınarak eski Türk yazıtları, Necib Asım tarafından Osmanlıca olarak dilimize çevrildi (1924).
Orhon yazıtları ve runik harfli diğer yazıtlar H. N. Orkun tarafından 1936/1941 yılları arasında yayınlandı.
Yazıtlarla ilgili ilk gramer kitabı 1968 yılında Talat Tekin tarafından yayınlandı.
Muharrem Ergin’in Orhun Abideleri (1970) ve aynı adla çıkan Talat Tekin kitapları diğer yayınlardır.
Son yıllardaki yayınlarıyla dikkat çeken A. Taşaağıl’ın çalışmaları da önemlidir.
Uygur Dönemi Türk Edebiyatı
Kısa Tarih
745 yılında Göktürkleri yıkarak devlet kuran Uygurlar kısa zamanda bölgedeki gücünü arttırdı; 762 yılında Çin’in başkentini ele geçirdiler. 840 yılında Kırgızlar tarafından yıkıldılar.
Eski Uygur Edebiyatı
Uygurların çoğunluğu aynı bölgede yaşayan Soğdların da etkisiyle Budist olmuşlardır. Uygurlar Budizmin önemli metinlerini Uygur diline aktarmışlardır. Tripitaka (Budist külliyat) içerisinden en çok sutralar çevrilmiştir.
A.V. Gabain’e göre Budist Uygur edebiyatı: a) Anlatılar, Masallar, b) Sutralar, c) Tövbe duaları, d) Büyü metinleri, e) Felsefi metinler şeklinde sıralanabilir.
Budist Uygur Edebiyatı
Anlatılar, Masallar Eski Uygurcada avdan ya da çatik adlarıyla karşımıza çıkar. Tek başlarına kitap olarak değil daha ziyade kitapların içerisinde bölümler olarak karşımıza çıkarlar.
Sutralar sözlük anlamı “ip, sicim, kuşak, bağ, öğreti, yasa, kural, öğreti kitabı olup Uygurca genelliklesudur sözcüğüyle karşılanmaktadır. Uygurcaya çevrilen sutraların başında Suvarnaprabhana-sutra gelir. Metnin tamamı 700 sayfanın üzerindedir.
Yitikensudur Türkçe ilk astronomi metnidir.
Abhidharma Metinleri Uygurca tam bir çevirisi bulunmayan metnin sadece Sthiramati’nin yorumu mevcuttur.
Vinayalar Kural, düzen, disiplin kitabı anlamındadır.
Tövbe Metinleri
Büyü Metinleri
Maniheist Uygur Edebiyatı
Uygur Kağanlığı, Tokuz Oğuz adı verilen dokuz boydan oluşmaktadır. Uygurlar devlet olarak varlıklarını sürdürdükleri süre boyunca Çin ile yakın ilişkiler içerisinde oldular. 755 yılında Çin’de çıkan bir isyanın bastırılması için Uygur kağanı, ordusuyla birlikte büyük oğlu Bayan Çor’u bölgeye gönderir. Uygur ordusu isyanlar döneminde 762 ile 763 yılları arasında bölgede kalır. Böğü Kağan bu sırada Maniheist rahiplerle tanışır. İsyan bastırıldıktan sonra yanında Maniheist rahiplerle birlikte ülkesine döner. Uygurlar bir süre sonra Maniheizmi resmi din olarak kabul ederler.
Maniheist Uygur metinleri hakkındaki ilk çalışmalar Alman arkeolog Albert von Le Coq tarafından yapılmıştır. Yayınlanan ilk çalışma İdikut Şehrinde Bulunan Maniheist Uygur Metin Parçası’dır. Bu metin dilimize Türkçe Mani El Yazıları adıyla Fuat Köseraif tarafından yayınlanmıştır.
Hıristiyan Uygurlara Ait Metinler
Turfan vahasında yaşayan Uygurların bazıları Hıristiyanlığı benimsemiştir. Bu döneme ait Soğd kökenli Uygur yazısıyla ve Süryani harfleriyle yazılmış metinler hakkında Alman arkeologların çalışmaları mevcuttur.
Dindışı Uygur Edebiyatı
Bunların büyük bölümü Uygur hukuk metinleri başlığı altında incelenir.
Irk Bitig
A. Stein tarafından bulunan metin bir tür öğüt, nasihat kitabıdır. Irk Bitig’i ilk kez V. Thomsen yayınladı.
Eski Uygur Şiiri
Manichaica, Türkische Turfantexte adlı çalışma Uygur şiiri hakkındaki başta gelen eserdir. İlkbaşvuru kaynağı R.R. Arat’ın Eski Türk şiiri adlı eseridir. Uygur şiirindeki belirgin özellik aliterasyonlardır. Ses ve sözcük yinelemeleri Türk dillerinin genel karakteristiğidir.
Peter Zieme 1991 yılında eski Türk şiiriyle ilgili muhteşem bir eser yayınlamıştır.
Uygur şiiri ağırlıkla dini konulara yer verir.
Zieme’nin eserinin ilk bölümü; Uygur şiirinin yapısı, manzum eserlerle mensur eserler arasında yer alan manzumlar hakkındadır. Budist metinler a) mensur, b) manzum ve c) mensur-manzum karışık biçimde eserler olarak tasnif edilebilir.
Zieme’nin eserinin ikinci bölümü Budist şiirlerin içeriği hakkındadır. Uygur şiirinin son döneminde 13-14. yüzyıllarda din dışı örneklere rastlanır.
Eserin üçüncü bölümü çevirmenler, müstensihler ve şiirleri yazdırtan kimseler hakkındadır.
Dördüncü bölümde Uygur şiirindeki aliterasyon düzeni hakkında bilgi verilir.
Eserin son bölümünde şiirlerin biçim ve imla gibi nitelikleri ele alınır.
ÜNİTE 2
an
Arap ve Fars Edebiyatı
Ceziretü’l- Arap = Arap Yarımadası
Ma’in devleti bu bölgede M.Ö. 14. yüzyıllarda mevcutmuş. Aynı bölgede Seba devleti M.S. 2. yüzyılda yıkıldı. Himyeri devleti 525 yılında yıkıldı. Bu bölge 629 yılına kadar Sasani idaresinde kaldı. Habeş valisiEbrehe, Ka’be’yi yıkmak amacıyla Mekke’ye saldırdığında yıl 570 idi.
Kuzey Arabistan’da Nebati krallığı yaklaşık 5 yüzyıl ayakta kaldıktan sonra 106 yılında yıkıldı. Tedmürkrallığı 273 yılında yıkıldı. Gassaniler 3. yüzyılda kurulup 613 yılında yıkıldı. Hire / Lahmi krallığı 633 yılında yıkıldı.
İslamiyet’le birlikte bu coğrafyadaki pek çok şey değişti.
İslami ilk dönem, Peygamber ve dört halifesinin idaresinin devam ettiği 610-661 yıllarını kapsar.
661-750 yılları arasında Emevi Devleti hakimiyetiyle Arap devleti kimliği öne çıktı/devam etti.
750-1258 yılları arasında Abbasilerle birlikte din toplumu kimliği ağırlık kazandı.
Abbasiler yönetim merkezini Şam’dan Bağdat’a taşıdılar.
Şia Alevileriyle Sünniler arasındaki çekişmeler bu dönemde iyice tırmandı. Şiir Büveyhiler zamanında (932-1062) Şiilik etkinliğini arttırdı. Fars gelenekleri halk arasında yaygınlaştı.
Abbasi döneminde Fars ve Türk nüfuzu arttı. Annesi Fars olan Me’mun 813 yılında halife olunca Fars unsuru etkinliğini arttırırken, annesi Türk olan Mu’tasım 833’te halife olunca da ordunun kapıları Türklere açıldı.
Türk askerler için 836’da Samerra şehri kuruldu. Samerra, 892 yılına kadar halifenin başşehri olarak kaldı. Babası Ferganalı olam Tolunoğlu Ahmet 868 yılında Mısır’da Tolunoğlulları Devleti’ni kurdu.
Arap Edebiyatı
1- Cahiliye Devri (İslamiyet’ten önceki Arap edebiyatı)
En eski örnekleri 5. yüzyılda yazıldığı tahmin edilen şiirlerdir. Bu dönemde şiir ve hitabet sosyal alanda itibarlıydı. El-Mufazzal ez-Zebbi, el-Mufazzaliyat adlı eserinde Cahiliye dönemi 47 şairin şiirine yer vermiştir.
Cahiliye dönemi şiirinin en güzel örnekleri el-Mu’allakat adlı eserde toplanmıştır. Yedi şairin şiirlerinin Kâbe’nin duvarlarına asılmış olmasından dolayı el-Mu’allakatu’s-Seb’a (=yedi askı) olarak anılmışlardır.
2- İslami Dönem
Bu dönemin başlıca kaynakları Kur’an-ı Kerim, hadisler, cahiliye edebiyatı ve yabancı edebi metinlerdir.Hasan bin Sabit (öl. 680?), dönemin en meşhur kadın şairi, el-Hansa (öl. 644?), Kasidetü’l-bürde(Hırka Kasidesi) ile ünlü Ka’b bin Zübeyr (öl. 645?), Abdullah b. Revaha (öl. 630) ve muallaka şairlerinden Lebid bin Rebi’a (öl. 660?) dönemin büyük şairleridir.
Şiirde dövüş ve kavga öne çıkar. Cinsellik çok azdır. Pek çok şair Cahiliye döneminde şaraba yer verirdi. Medih ve hiciv İslami dönemde pek ilgi görmedi; Emeviler döneminde yeniden itibar kazandı. El Velid b. Yezid (hilafeti: 743-744) şarap ve cinselliğe şiirde yer verdi. Ebu Nuvas’ın (öl. 813) şiirlerinde şarap başlıca konu haline geldi.
Abbasi devrinde Fars kökenli şairlerin etkinliği artmaya başladı. Buna sebep yönetim merkezinin Bağdat’a taşınması ve Fars kültürüyle yakınlaşmalardır.
Emeviler Dönemi
Siyasi düşüncelerin öne çıktığı bir dönemdir. Alevi-Şii şairler, Harici şairler, Emevi şairler, Zübeyri şairler gibi sınıflandırmalar yapılmaktadır.
Emevi devri şiiri düşünce ve üslup bakımından Cahiliye dönemi şiirine benzer.
İslami dönemde ilgi görmeyen tegazzül ve nesib bu dönemde ilgi kazandı. Kasideler Ömer b. Ebi Rabi’aönderliğinde kadına ve güzelliğe tutkun, hayatın zevklerinin peşinde ilerledi. Cemil b. Ma’mer’in öncülüğünde sevgiyi öne çıkaran samimi duyguları aktaran şiirler Uzri Gazel adıyla yeni bir yol oluşturdular. Bedevi şairler bu yolda ilerlediler. Aşk konusuna kaynaklık eden Mecnun (Kays b. El-Mulevveh, öl. 689) bu şairlerdendir. Aşk şairleri sevdiklerinin adlarıyla anılırlardı.
3- Abbasi ve Endülüs Emevileri Dönemi
Edipler, anne ve babasından birinin Arap olmaması nedeniyle el-Edebu’l-muvelled, yeni olmaları sebebiyle de el-Edebu’l-muhdes adları ile anıldılar.
Beşşar b. Bürd (öl. 783?), Ebu Nuvas (öl. 813?) -> övgü şairleri
Ebu’l-Atahiye -> dini şair
Ebu Temmam (öl. 846) Arap şiirinin mükemmel örneklerini bir araya getirdiği eseri, el-Hamase
Diğer önemli şairler: el-Buhturi, İbnu’l-Mu’tez, Ebu’l-Ala el-Ma’arri, el-Mütenebbi, Hariri, İbnu’l-Fariz.
İbnu’l-Mukaffa, Cahiz, İbnu’l-Amid ve Selahaddin Eyyubi’nin veziri ve divan kâtibi el-Kadi el Fadıl ise nesrin önde gelen isimleridir.
Emevi devleti 750’de yıkıldıktan sonra Abdurrahman ed-Dahil Batı’ya kaçarak 756 yılında Endülüs’te yeni bir devlet kurdu.
Endülüs devleti, Arap edebiyatı açısından yeni bir dönemdir. Başlangıçta şiir be nesir, geleneksel edebiyatın taklidi şeklinde icra edildi. Sosyal ve coğrafi etkileşimlerin etkisiyle yenilikler ortaya çıkmaya başladı.
En önemli yenilik Arap şiirinin vezin ve kafiyelerinde değişiklik yapılarak el-Muvaşşahat adıyla yeni bir türün ortaya çıkmasıdır.
Muvaşşah: Birbirini izleyen uzun beyitler ile kısa beyitlerden oluşan ve tevşih diye de adlandırılan nazım şeklidir. Çalgı eşliğinde söylenen halk şarkılarına güfte olarak icra edilmişlerdir.
4- Çöküş Dönemi
Cengiz Han’ın Orta Asya ve İran’ı, Hülagü Han’ın 1258’de Bağdat’ı istila edip katliamlar yapması çöküş döneminin sebebidir. Bu çöküş 19. yüzyılın başlarına kadar devam etti.
5- Yeni Arap Edebiyatı (Modern Dönem)
19. yüzyılın sonlarından itibaren şiirde serbest biçim ve edebiyatın değişik türlerinden örneklerin icra edilmesiyle birlikte modern dönem başlamış kabul edilir.
Arap Edebiyatında Nazım Şekilleri ve Nesir
Nazım Şekilleri
El-Halil b. Ahmed el-Ferahidi (öl. 791), aruz ilminin sistemli bir izahını yapmış, kafiye ve nazımla ilgili terimlerin çoğunu tespit ve tarif ederek nazım tekniğini sistemleştirmiştir.
Cahiliye devrinde recez ve kasid denilen iki nazım şekli vardır. Recez, Arap şiirinin en eski nazım biçimidir, aruzun recez bahriyle yazılır. Birbiriyle kafiyeli ancak bir mısra uzunluğunda kısa beyitlerden meydana gelir.
Ani ilhamların gönle düştüğü gibi irticalen söylenen recezleri, uzun şiirler halinde icra eden ilk kişi el-Ağleb b. Cüşem el-İcli’dir (öl. 642). İcli’nin recezleri sonradan rağbet görmüş veurcuze adıyla anılan yeni bir türe dönüşmüştür. Urcuze, müzdevic ve /veya müzdevice denilen mesnevi şeklinin doğmasına vesile olmuştur.
Kasid, receze göre ikişer mısra uzunluğunda ve birbirleriyle kafiyeli beyitlerden oluşan, tam veya meczu (=eksik) vezinlerle yazılan manzumelerdir. Kaside, kasidin planlı ve uzun şeklidir. Kasidenin nesib kısmından ayrı, müstakil aşk şiirleri icra etmeye tegazzül denmiştir. Gazel adıyla özel bir biçim, Arap şiirinde yoktur. Gazel, klasik formuna İran’da kavuşmuştur.
Zecel: Avama yönelik, sade ve eğlencelik şiirlerdir.
10. yüzyıldan itibaren nazım şekilleri çeşitlilik kazanmıştır.
Nesir Türleri
Hitabet: Övme, övünme, yerme, ikna etme, coşturma gibi konularda icra edilirdi. İslamiyet’ten sonra cihada teşvik amaçlı hutbe ve vaazlarla genişledi.
Abbasiler devrinde nesir, müraselat, siyer, megazi, fütuh, tarih, coğrafya, edep ve muhazara, hikâye, makamat gibi türlerde icra edildi. Yabancı dillerden kelimelerin Araplar arasında kullanılmaya başlanmasından sonra gramer ve dilbilim hakkında eserler icra edildi. İslam ilimleri; tefsir, hadis, fıkıh ve kelam önemli nesir türleridir. Çeviri eserlerle birlikte nesirde çeşitlilik iyice artmıştır.
Müraselat: Mektuplar / mektuplaşmalar. Ebu Bekr el-Harezmi’nin (öl.993) Resa’il’i bu türün en önemli eseridir.
Siyer / Megazi / Fütuh: Huy ve ahlak anlamına gelen siret’in çoğulu olan siyer, Peygamber’i anlatan eserlerin ismi olarak kullanılmıştır. Megazi, gaza hikâyelerini içerir. Fütuh, zafer anlamına gelir, İslam’ın ilk dönemindeki savaşları konu edinir. İbn Belazüri’nin (öl. 892) Fütuhü’l-Büldan’ı bu türün en önemli eseridir.
Tarih ve Coğrafya: et-Taberi Muhammed İbn Cerir’in (öl. 922) Tarihü’l-Ümemi ve’l-Müluk, İbn Haldun’un (öl.1406) Tarihu İbni Haldun adlı eserleri önemli tarih kaynaklarıdır.
Dilbilgisi: Dilbilim çalışmaları Basra’da başladı (Basra okulu). İmam Halil İbn Ahmed’in (öl. 791) Kitabü’l-Ayn adlı eseri Arapçanın ilk sözlüğüdür.
Küfe okulu, konuşulan dildeki yanlışlar üzerinde durmuştur. Kisa’i (öl. 804) ve öğrencisi Ferra (öl. 822) okulun önemli isimleridir.
Muhazarat: Faydalı bilgiler, fıkralar ve anılar, seçme şiirler ve hutbeler hakkında açıklamalar, edebi ve ahlaki yazıların toplandığı eserlere denir. Cahiz Ebu Osman Amr b. Bahr (öl. 869) bu türün en önemli yazarıdır.
Edebiyat: Edebi sanatlar, nazım ve nesrin çeşitli konularını ele alan eserler ve yazarları:
Davudu’z-Zehri (öl. 909) – Kitabu Zehreti’l-Ulumi ve’l-Edeb
Ebu Hilal Hasan İbn Abdillahi’l-Askeri (öl. 1004) – Kitabü’s-Sına’ateyn (nazım ve nesir)
İbn Reşik (öl. 1070) – el-Umdetü fi Sına’ati’ş-Şi’r
Sekkaki (öl. 1229) – Miftahu’l-Ulum
Emsal: Örnekler. Atasözleri, deyimler ve veciz sözlerin derlendiği eserlerdir.
Hikâye: Hikâye kelimesinden önce bu kelimeye karşılık olarak esmar (gece toplantılarında söylenen masallar), hurafat (gerçekdışı uydurma masallar), kısas (Peygamber’in başından geçen ibretlik olaylar),rivayet (aktarma sözler/anlatılar), ahbar (haber / söz), ahadis (haberler / sözler), emsal ve nevadir (zarif ne nükteli kısa hikâyeler) gibi kelimeler kullanılmıştır.
Makame: Meclislerde okunan hoş ve merak uyandıran kısa hikâyelerdir. Çoğulu makamattır. Hariri (öl. 1122) bu alanda çok ünlüdür.
İlim: Alim ve müneccim Sabit İbn Kurra (öl. 901), hekim Huneyn İbn İshak (öl. 911), filozof el-Kindi (öl. 860), âlim Farabi (öl. 950), âlim İbn Sina (öl. 1036) ilimle uğraşan önemli isimlerdir.
Ensab: Soylar, Araplar kendi soylarıyla övünen insanlardır. Soy kütükleri bu nedenle Araplar arasında önemlidir.
Tabakat: Hadis rivayet edenlerin biyografileridir. İleri dönemlerde çeşitli ilim, sanat ve meslek guruplarından kimseler hakkında tabakat kitapları yazılmaya başlanmıştır.
Şairlere Göre Arap Edebiyatının Dönemleri
Cahiliyyun: Cahiliye dönemi
Muhadramun: Hayatlarının bir kısmı Cahiliye, bir kısmı İslami dönemde geçen şairler.
İslamiyyun
Müvelledun veya Muhdesun: Şehirli yeni şairler.
Asriyyun: Çağdaş anlamında kullanılır.
İran Tarihi
Bugünkü İran toprakları en eski döneminde (M.Ö. 6. yüzyıla kadar) Medler, sonrasında Ahamenişler, sonrasında Tavaif-i muluk (= Helenistik dönem), sonrasında Partlar ve son olarak Sasaniler’in (yıkılışı 652) hâkimiyetindeydi.
9. yüzyıldan itibaren bölgede Türkler egemen olmaya başladılar. Gazneliler ihtişamlı bir devlet kurdular. Gaznelilerin ardından Selçuklular bölgede egemen oldular. Cengiz Han’ın 1221 yılında Merv’i istila etmesiyle bölge, Moğol egemenliği altına girdi. Sonrasında Timur’un sözü bölgede egemen oldu. Şah İsmail 1501 yılında Tebriz’de saltanatını ilan ederek Safevi devletini kurdu. Bu devlet 1736 yılına dek varlığını sürdürdü. Tahran’ı başkent yapan Kaçarlar 1925 yılına dek egemenliğini sürdürdü.
Fars Edebiyatı
Fars edebiyatının en eski metni Avesta’dır. Farsça şiir söylemiş ilk kişi Behram-ı Gur (öl. 438) gösterilir. İlk büyük Fars şairi Semerkant ve Buhara’da yaşamış olan Rudeki’dir (öl. 941).
İlk dönem Farsça şiirlerde Arap şiiri biçim ve içerik olarak taklit edilmektedir.
Zühd ve takva şiire sonradan konu oldu. Farsçanın ilk büyük mutasavvıfı Senai’dir (öl. 1131). Hakani (öl. 1199), Cemaleddin-i İsfahani (öl. 1192), Nizami (öl. 1214), ve Attar (öl. 1221) bu yolun büyük isimleridir.Mevlana (öl. 1293) Farsça şiirin en mümtaz şahsiyetidir.
Fars Edebiyatında Görülen Üsluplar
Türkistan/Horasan Üslubu: Hamasi ruhla, sade, tabii, akıcı ve gerçekçi tarzı temsil eder. Arapça kelime ve terkipler az kullanılır. Başlıca temsilcileri Rudeki (öl. 941), Firdevsi (öl. 1020), Unsuri (öl. 1038),Minuçihri (öl. 1040), Nasır-ı Hüsrev (öl. 1088), Mesud-i Salman (öl. 1121), Emir Mu’izzi (öl. 1124?),Senai-i Gaznevi (öl. 1131) ve rübai ustası Ömer Hayyam (öl. 1132).
İran/Selçuklu Üslubu: Arapça kelime ve terkipler çoktur. Bilimsel izahlar öne çıkar. Bu dönemde Enveri (öl. 1168), ve Zahir-i Faryabi (öl. 1201) sanatlı ve abartılı kasideleriyle tanınır. Mesnevi özel bir konuma geldi.Nizami (öl. 1214), Hakani (öl. 1199), Cemaleddin-i İsfahani (öl. 1192) ve oğlu Kemaleddin İsfahani(öl. 1237) bu üslubun öncüleridir. Sa’di (öl. 1292) ve Hafız (öl. 1390) kalıcı ve etkileyici isimlerdir. 1492’de ölen Cami, bu geleneğin son büyük ustasıdır.
Hint Üslubu: İsfahan üslubu olarak da bilinmektedir. Babür, şairlere yeni imkânlar sağladı. Bu yolla şiir saraydan uzaklaşarak halk arasında yer edindi. Gerileyen medrese eğitimi nedeniyle ilmi tabir ve içerik şiirden uzaklaştı. Günlük deyişler, tecrübe ve bilgiler şiire aktarıldı. Önde gelen şairleri Kelim (öl. 1651),Saib (öl. 1676?), Talib-i Amuli (öl. 1626?), Urfi-i Şirazi (öl. 1590?) ve Bidil’dir (öl. 1720).
Geriye Dönüş Üslubu: Hint üslubuna muhalefet olarak ortaya çıktı. Saba (öl. 1823), Neşat-ı İsfahani (öl. 1828), Visal-i Şirazi (öl. 1845), Kaani-i Şirazi (öl. 1835?), Furugi-i Bistam, (öl. 1857), Suruş-i İsfahani(öl. 1868), Yagma-i Cendeki (öl. 1860) ve Şeybani’dir (öl. 1888).
Sıralanan üsluplar arasındaki geçiş dönemleri de değişik adlarla isimlendirilmiştir. Samaniler zamanındaki üsluba Sebk-i Türkistani, Gazneliler dönemi ile Selçukluların ilk yılları için Sebk-i Horasani, İran üslubuna geçilirken Ara Dönem Üslubu, aynı yıllarda İran’ın batısı için Azerbaycan Üslubu, Irak üslubundan Hint üslubuna geçiş dönemi için Mekteb-i Vuku adları kullanılır.
Nesirde, 9. yüzyıl ile 11. yüzyıllar arasında sade, sanatsız, kolay anlaşılır bir üslup tercih edilir. Sonraki yıllarda dilde cümleler uzadı, Arapça kelimeler çoğaldı. 19. yüzyılda Geriye Dönüş Üslubu nesirde de etkili oldu ve yazıda sadelik ve konuşma dili tercih edilmeye başlandı.
Türk Edebiyatında Etkisi Olan Fars Şair ve Yazarları
Gülşehri, Mantıku’t-Tayr’ını Attar’ın, Hamdullah Hamdi de Yusuf u Züleyha’yı Cami’nin aynı adlı eserlerinden yararlanarak yazmışlardır. Başka şairlerin eserlerinde de benzer durumlar görülmektedir. Şairler etkisinde kaldıkları eserleri birebir kopya etmez, çeşitli eklemeler ve süslemeler yaparak zenginleştirmeye çalışmaktadırlar.
Firdevsi
Tus şehrine bağlı Taberan’ın Baj köyünde doğdu. Asıl ismi değişik kaynaklarda Ahmed, Hasan ve Mansur olarak görülmektedir. Künyesi Ebü’l-Kasım, lakabı Fahreddin, mahlası Firdevi’dir. Ünlü mesnevisi Şeh-name’yi Sultan Mahmud’a sunmak üzere Gazne’ye oradan da Taberistan’a gidip tekrar Tus’a döndü. 40. yaşından sonra yoksullaştı.
Şehname: Eseri, 980-990 yıllarında yazmaya başladığı bilinir. 1003-1004 yıllarında eserin ilk şeklini tamamlamıştır. 1004 yılında eserini Sultan Mahmud’a sundu. Beklediği ödülü alamayınca Sultan Mahmud için hicviye yazdığı rivayet edilir.
Şehname, İran tarihinin, hükümdarlar ve aileleri, gelenekler, mitoloji, masallar, menkıbe ve kahramanlık hikâyeleri içerikli bir manzum / mesnevidir. Aruzun fe’ûlün fe’ûlün fe’ûlün fe’ûl vezniyle yazılmıştır. Yazarı belirttiğine göre 60 bin beyittir. Kurgusu basit, içerikte tekrarların çok, sanatı ise renkli olmayan eserin etkisi ve yankısı çok fazla olmuştur.
Genceli Nizami
Hayatı hakkında fazla bilgi yoktur. Gence’de yaşayıp orada öldüğü bilinmektedir. Firdevsi’nin Şehname ile ortaya koyduğu epik türü zirveye taşımıştır. Bunun yanında manzum aşk hikâyelerinin de en büyük şairi unvanına sahiptir. Divan, Penc Genc ve yaklaşık 35 bin beyitten oluşanHamse bilinen eserleridir.
Hamse’de yer alan mesneviler:
a) Mahzenü’l-Esrar: 24 beyitten oluşan eseri Kılıç Arslan’a bağlı olan Fahrüddin Behramşah adına yazmıştır. Senai’nin Hadikatü’l-Hakika adlı mesnevisinden esinle müfte’ilün müfte’ilün fâ’ilün vazninin kullanmıştır.
b) Hüsrev ü Şirin: mefâ’îlün mefâ’îlün fe’ûlün vezniyle yazılmış olan eserde Sasani hükümdarı Hüsrev-i Perviz ile Ermeni prensesi Şirin’in aşkı konu edilir. Bu eserin etkisinde Türk edebiyatında çok sayıda eser icra edilmiştir.
c) Leyla vü Mecnûn: Yaklaşık 5000 beyitten oluşan eser mef’ûlü mefâ’ilün fe’ûlün vezniyle yazılmıştır.
d) Heft Peyker (Behram-nâme): fâ’ilâtün mefâ’ilün fâ’ilün kalıbıyla yazılmıştır. Heft Günbed ve Behram-nâme adlarıyla da anılan eser Sasani hükümdarı Behram-Gur’un av eğlenceleri ve evlilik hayatını konu edinir.
e) İskender-nâme: Şeref-name ve İkbal-name başlıklı iki bölümden oluşur. fe’ûlün fe’ûlün fe’ûlün fe’ûl vezniyle yazılmıştır. Mukbil-name ve İskender-i Berri adlarıyla da anılan Şeref-name bölümü Nusratüddin Ebu Bekr Muhammed’e, Hıred-name ve İskender-i Bahri de denilen İkbal-name ise İzzeddin II. Mesud b. Arslan’a sunulmuştur. Tamamı yaklaşık 10 bin beyittir.
Feridüddin-i Attar
Eczacılık ve tıpla uğraştığı için “attar” adıyla anıldı. Irak, Şam, Mısır, Mekke, Medine, Hindistan ve Türkistan’ı dolaşıp Nişabur’a dönerek inzivaya çekildi. Moğol istilası sırasında şehit edildi (1221).
Gazel ve mesnevide başarı kazandı. Attar, tasavvufi meseleleri, hikâyeler içerisinde açık ve anlaşılır bir plana göre iç içe geçmiş daha küçük hikâyeler yoluyla anlatarak konuyu sıradan biri için bile açık bir hale getirmiş ve böylece manaları ana hikâye ile birleştirmede büyük bir ustalık göstermiştir. Bu anlatım biçiminiMevlana, bazı yönlerden geliştirerek başarıyla uygulamıştır.
Eserleri:
İlahi-name: 6500 beyitten oluşan bir mesnevidir. Na’t, tahmid ve methiyelerden sonra 22 makale ve bir hatimden meydana gelir. 1597 yılında kısaltılarak İbret-nüma adıyla manzum bir çevirisi yapılıp Sultan III. Murad’a sunulmuştur.
Esrar-name: İlk tasavvufi mesnevisidir. 26 bölümde anlatılan küçük hikâyelerden mürekkeptir. Mefâ’îlün mefâ’îlün fe’ûlün vezniyle yazılmıştır.
Musibet-name: Cevab-name adıyla da bilinir. 5740 beyitten mürekkep tasavvufi bir mesnevidir.
Hüsrev-name: Tasavvufi olmayan tek mesnevisidir. Gül ü Hüsrev ve Gül ü Hürmüz adlarıyla da bilinir. Dünyevi aşk konulu bir mesnevidir.
Mantıku’t-Tayr: 1187’de yazılmıştır.
Muhtar-name: Rüba’i mecmuasıdır.
Bülbül-name: Bülbül ile diğer kuşlar arasındaki anlaşmazlıkları konu edinen küçük bir mesnevidir.
Pend-name: 900 beyittir. Ahlak içerikli didaktik bir eserdir. Anlaşılması kolay olduğu için çeşitli dillere çevrilmiş hatta ders kitabı olarak okutulmuştur.
Divan: Mesnevilerindeki tasavvufi düşüncelerini lirik bir tarzda ele aldığı eseridir.
Tezkiretü’l-Evliya: Tek mensur eseridir. Velilerin hayatlarından söz eden bir tercüme-i hal kitabıdır.
Sa’di-i Şirazi
Nizamiye medresesinde eğitim gördü. Döneminin devlet adamlarıyla tanışıp onlar için şiirler yazdı. Seyahatleri sırasında Şehabeddin Sühreverdi ile tanıştı. Bostan (1257) adlı meşhur eserini dönemin hükümdarı Ebubekir b. Sa’d b. Zengi adına yazdı. Gülistan (1258) ise Zengi’nin oğlu II. Sa’d adına yazılmıştır.
Şiir ve nesrinin en önemli özelliği akıcı ve sehl-i mümteni olmasıdır. Gazelin müstakil bir nazım şekli olmasını sağlamıştır.
Sa’di’nin etkisi Fars edebiyatı dışında Türk ve Urdu edebiyatlarında da görülür. Batı dünyasında da önemli izler bırakmıştır.
Eserleri:
Külliyatı on altı kitap ve 6/7 risaleden oluşur.
Manzum eserleri: Bostan (=Sa’di name), Kasa’id-i Arabi, Kasa’id-i Farisi, Mülemmaat, Terci’at, Tayyibat, Bedayi, Havatım, Gazeliyat-ı Kadim, Sahibiyye, Mukatta’at, Rüba’iyyat, Müfredat, Hubsiyyat, Hezliyyat, Mudhikat.
Mensur Eserleri: Gülistan, Su’al-i Sahib-divan, Takrir-i Dibace, Nasihatü’l-müluk, Risale-i Akl u Işk, Mecalis-i Pencgane, Risale-i Selase (Mülakat-ı Şeyh Sa’di ba Abaka Han, Risale-i Engiyanu, Risale-i Melik Şemseddin).
Gülistan: Nasihatnamedir. Dibace ve 8 babdan oluşur. 1. Babda hükümdarın hal ve hareketleri, 2. Babda dervişlerin ahlakı, 3. Babda kanaatin fazileti, 4. Babda susmanın faydası, 5. Babda aşk ve gençlik, 6. Babda ihtiyarlık, 7. Babda terbiyenin önemi ve etkisi, 8. Babda sohbet adabı ile ilgili hikâye ve fıkralar bulunur.
Bostan: Şeh-name vezni olan fe’ûlün fe’ûlün fe’ûlün fe’ûl kalıbıyla yazılmış ahlaki mesnevidir. 10 babdan oluşur. Üslubu süsten uzak kolay anlaşılırdır.
Hafız-ı Şirazi
İyi eğitim gördüğü dışında hayatı hakkında çok az bilgiye sahibiz. Fars edebiyatının en başarılıgazel şairidir. Kaside, rüba’i ve kıt’a şeklinde şiirleri de vardır. Şiiri söz sanatları bakımından zengin olduğu halde dili sade, açık ve ahenklidir. Bilinen tek eseri Divan’ıdır. Lisanü’l-Gayb da denilen Hafız Divanı uzun süre falname (=fal kitabı) olarak da kullanılmıştır.
Cami (Molla Cami)
Horasan’ın Cam şehrinde doğdu. Çok iyi eğitim görmüştür. 1492’de Herat’ta vefat etti. Klasik İran şiirinin son büyük ismidir.
Eserleri:
Manzum Eserler
Divanları: Üç divanı vardır. Gençlik şiirleri Fatihatü’ş-Şebab, orta yaş şiirleri Vasitatü’l-Ikd, yaşlılık dönemi şiirleri Hatimetü’l-Hayat adını taşır.
Heft Evreng: (=büyük ayı burcundaki yedi yıldıza verilen isimdir) Yedi mesnevisinin bir araya getirilmiş halidir.
Tuhfetü’l-Ahrar: Din, ahlak ve edebi içerikli 20 makaleden oluşan eser, Şeyh Ubeydullah Ahrar’a ithaf edilmiştir.
Sübhatü’l-Ebrar: Hüseyn-i Baykara’ya ithaf edilmiştir. 40 babdan oluşur.
Yusuf u Züleyha: Yusuf kıssasından hareketle yazılan mesnevi Hüseyn-i Baykara’ya sunulmuştur.
Leyla vü Mecnun
Hıred-name-i İskenderi: İskender’in akıl kitabı anlamına gelen mesnevide Aristo, Platon ve Sokrat gibi filozofların İskender’e öğütleri, İskender ile bu filozoflar arasındaki konuşmalar yer almaktadır. Hüseyn-i Baykara’ya ithaf edilmiştir.
Silsiletü’z-Zeheb: Ahlak, din ve felsefe konularında 3 ciltlik eser 7200 beyittir. Eserin 3. cildi Sultan II. Beyazid’e ithaf edilmiştir.
Salaman u Absal: 1130 beyitlik mesnevinin konusu Tevrat’taki Salamon ve Absalon hikâyesine dayanır. Salaman hikmet ve zekâyı; Absal ise nefis ve şehveti temsil eder.
Mensur Eserleri
Baharistan: Gülistan’ı örnek alarak yazdığı bu eseri içerik bakımından farklıdır.
Nefehatü’l-Üns min Hazarati’l-Kuds: Mutasavvıflar hakkında bilgiler içerir.
Şevahidü’n-Nübüvve: Din büyüklerin hakkındaki bu eseri Ali Şir Nevai’nin isteği üzerine yazmıştır.
Levayih: Mistik konuları ele aldığı, rüba’ilerinin de bulunduğu eseridir.
Fevaidü’z-Ziyaiyye fi Şerhi’l-Kafiye: Arap gramerine dair bu eser uzun yıllar medreselerde okutulmuştur.
Ünite 3
Karahanlı Dönemi Türk Edebiyatı
Kısa Tarih
İlk Müslüman Türk devletidir. Kökenleri hakkında net bilgiye sahip değiliz. Ortaya çıkışları hakkında Uygur, Türkmen, Yağma, Karluk, Karluk-Yağma, Çiğil ve T’u-chüe olmak üzere 7 farklı teori vardır. Karluk teorisi daha makbul görülüyormuş. Karahanlı sülalesi, T’u-chüe A-shi-na hanedanının bir kolu olarak Karluk hanedanına bağlanmaktadır. Karluk birliğini meydana getiren iki unsur Çiğil ve Yağma kavimleridir. Karluk Türkleri 747-840 yılları arasında Uygur birliğine bağlıydı. Uygur – Karluk birliği 840 yılında çökünce Bilge Kül Kadır Han Karahanlı Devleti’ni kurup iki oğlunun idaresine verir. Balasagun’da Bazır (Arslan) Han “büyük kağan” sıfatıyla, Taraz’da ise Oğulçak“şerik kağan” sıfatıyla devleti yönetirler. Samaniler 893’te Taraz’ı zaptedince Oğulçak merkezini Kaşgar’a nakleder. Samaniler arasında kargaşa çıkınca şehzade Nasr’ın ülkesinde sığınmasına izin veren Oğulçakbu yolla yeğeni Satuk’un İslam’la tanışmasına vesile olur. Satuk’un İslam’a geçmesinden sonra ülkenin batı toprakları İslamiyet’i kabul eder. Satuk’un oğlu Baytaş, doğu kağanını mağlup ederek ülkenin tamamında İslam’ı egemen kılar (960).
Toprakları paylaşamayan kardeşler yüzünden ilerleyen yıllarda yönetim birliği bozulur. Kaşgar bölgesinde hüküm süren Süleyman Arslan Han zehirlenerek öldürüldükten on yıl kadar sonra yerine geçen oğluTavgaç Ulug Buğra Hasan Kara Han, hem adaletli hem de bilim ve sanata destek olan biriydi. Türk edebiyatının İslam’ın kabulünden sonra ortaya koyduğu ilk ve en önemli iki eser onun döneminde yazılmıştır.
Doğudan gelen Moğol kökenli Kara Hıtaylar 1212 yılında Karahanlı Devleti’ne son verdi.
Eski Türk kültüründe yönler renk adlarıyla anılırdı (Çin etkisi). Buna göre kuzey = kara, güney = kızıl, doğu = mavi, batı = ak idi. Kuzeyde oturan kağan büyük han kabul edilirdi. Kara sıfat olarak büyüklük, yükseklik, yücelik anlamlarını ihtiva eder.
Karahanlı Türkçesi
Orhon ve Uygur Türkçesinin devamı olan bu dönemdeki yazı dilinin merkezi Kaşgar idi. Bu dönem içinHakaniye Türkçesi tabiri de kullanılır.
Karahanlı Türkçesiyle Yazılmış Eserler
Yusuf Has Hacib ve Eseri Kutadgu Bilig
1019/1020 yıllarında Balasagun’da doğduğu tahmin edilir. Eserini 50 yaşlarındayken yazmaya başlamıştır. İbn-i Sina ve Farabi’nin eserlerini bilen Yusuf, eserinden anladığımız kadarıyla çeşitli ilimler hakkında bilgi sahibidir.
Kitabının konusu devlet idaresinin yolları ve gidişidir. Bu bilgiye sahip olmanın yurda ve halka mutluluk getireceğini bilen Yusuf, eserine mutluluk veren/verecek olan bilgi anlamında isim vermiştir.
Has hacip sıfatı, sarayda haciplik / perdedarlık (mabeyncilik) yapmasından ve Buğra Han’ın pek güvendiği, kendisine yakın tuttuğu (has) saray adamlarından olmasından dolayıdır.
Kutadgu Bilig’in üç ayrı yazma nüshası bulunmaktadır. İlki Viyana (Herat) nüshasıdır. 1439 yılında Herat’ta Uygur yazısıyla kopyalanmış olan bu nüsha Joseph von Hammer-Purgstall tarafından 18. yüzyılda bir sahaftan satın alınarak Viyana Saray Kitaplığı’na verilmiştir.
Eseri Amadee Jaubert, 1825’te yazdığı makaleyle bilim camiasına tanıtmıştır.
Yazmanın ilk 915 beyti Hermann Vambery tarafından 1870 yılında yayınlanır. Wilhelm Radloff 1891 yılında yazmanın tam çevirisini tıpkıbasımıyla birlikte yayınlar.
Radlof çalışmalarına devam ederken 1896 yılında Kahire’deki Hidiv Kütüphanesi’nde görevli Dr. Moritzeserin Arap harfleriyle yazılmış ikinci nüshasını bulur (Mısır Nüshası). Radloff, her iki kopyayı karşılaştırarak çalışmalarına devam eder.
Kutadgu Bilig’in üçüncü nüshası (Fergana Nüshası) Fergana’da 1914 yılında Zeki Velidi Togan tarafından bulunmuştur. 1942/1943 yıllarında TDK her üç nüshayı da tıpkıbasım olarak yayınlamıştır.
1947 yılında üç nüshayı karşılaştırarak metni yayınlayan Reşit Rahmeti Arat ilerleyen yıllarda çeviri ve indeks çalışmalarına devam etmiş indeksi tamamlayamadan vefat etmiştir.
6645 beyitlik didaktik manzum eser, aruzun fe’ûlün fe’ûlün fe’ûlün fe’ûl vezniyle yazılmıştır.
Şeh-name’nin etkisi eserde açıkça hissedilir. Türk devlet yönetimi geleneği ile hikmetinin Arap ve Fars geleneği ile karşılaştırılabilecek kadar yüksek olduğunu ortaya koymayı amaçladığı eserinde devlet yönetimiyle ilgili söz ve deyişleri Orta Asya’daki Türk hükümdar ve devlet büyüklerinden seçmiştir.
Devlet yönetimi hakkında Antik Yunan’da yazılmış eserler, İslami dönemin görüşlerini bu klasik Yunan düşüncesiyle bağdaştıran Farabi, Yusuf’un yararlandığı kaynaklardır.
Yusuf Has Hacip eserinde dört soyut kavramı kişileştirmiş bunlara uygun adlar vermiştir.
Kün Togdı (Hükümdar) “gün doğdu, doğan güneş” adaleti temsil eder.
Ay Togdı (Vezir) “ay doldu, dolunay” baht, talih ve ikbali temsil eder.
Ögdülmüş (Vezirin oğlu) “övülmüş” akıl ve anlayışı temsil eder.
Odgurmuş (Vezirin kardeşi) “uyanık” dünya işlerinin sonunu temsil eder.
Eserin ilk yarısı bu karakterlerin ilk üçü arasındaki ilişkileri anlatır. Eserin ikinci yarısı Odgurmuş üzerinde yoğunlaşır, sufilik ve İslam mistisizmine dair temaları işler.
Esrerdeki diğer karakterler:
Küsemiş (Ay Toldı başkente geldiğinde ona yardımcı olan kişi).
Ersig (Hükümdarın mabeyncisi)
Kumaru (Odgurmış’ın müridi)
Eser şiir bakımından da oldukça değerlidir. Kutadgu Bilig, halka yönelik değil, aydın kesime yönelik yazılmış şiirlere örnekler içerir.
Yusuf Has Hacip, Türk edebiyatının ilk kaside şairidir. Akla ve bilgiye verdiği önem ve itibarla Türk şairlerinden Âşık Paşa’ya da etki etmiştir.
Kaşgarlı Mahmud ve Eseri Divanü Lugati’t-Türk
Kaşgarlı Mahmud bin Hüseyin bin Muhammed tarafından hazırlanan Türkçenin ilk sözlüğünün asıl adıhaza kitabu lugati’t-Türk’tür.
Sadece bir tane yazma nüshası vardır. Diyarbakırlı Ali Emiri Efendi tarafından bulunmuştur (1917). Eserin içindeki dörtlükler hece vezniyle yazılmıştır. Beyitlerin çoğu aruz vezniyle yazılmıştır. Kitabın yazılış amacı Araplara Türkçe öğretmektir.
Divanü Lugati’t-Türk hakkındaki ilk çalışma Kilisli Rifat Bilge tarafından yapılmıştır(1917-1919).
Besim Atalay kitabı Türkçeye çevirdikten sonra(1939-1943) kitap hakkındaki araştırmalar artmıştır.
Divanü Lugati’t-Türk’ün Edebi Değeri ve İçeriği
Ansiklopedik bir sözlüktür. Dönemin Türk boyları, bu boyların kullandıkları Türkçe arasındaki farklılıklar ve sözcükler hakkında bilgi verir. Türk dilinin lehçelere göre dilbilgisi kurallarını açıklar.
Kendi dönemindeki, Türk boylarının üretmiş olduğu edebi malzemeyi incelemiştir. Örneklediği manzum parçalar 764 dizedir. Eserde 289 atasözü yer almaktadır.
Hece Ölçüsüyle Yazılmış Manzumeler
Divanü Lugati’t-Türk’teki 137 dörtlükte 7’li, 8’li ve 12’li hece ölçüsü kullanılmıştır. Bu şiirler; lirik, pastoral, savaş ve kahramanlık şiirleri, destanlar ve ağıtlar şeklinde tasniflenir.
Aruz Ölçüsüyle Yazılmış Manzumeler
Bu şiirlerin konuları savaş kahramanlık, av ve avcılık, aşk, doğa, dini ve ahlaki öğütler ve övgüdür.
Edip Ahmed Yükneki ve eseri Atabetü’l-Hakayık
12. yüzyılda yazıldığı tahmin edilmektedir. 14 bölümden oluşan eserde 40 beyit ve yüz tane dörtlük bulunmaktadır. Eserin tamamı 484 mısradır. Fe’ûlün fe’ûlün fe’ûlün fe’ûl vezniyle yazılmıştır.
Atabetü’l-Hakayık yazıldıktan çok sonra, 15. yüzyılda düzenlenmiş biri eksik 4 nüshası bulunmaktadır. En eski tarihli olanı Semerkand Nüshasıdır. 1444 yılında hattat Zeynelabidin tarafından Uygur harfleriyle kopyalanmıştır.
Atabetü’l-Hakayık ‘ın Edebi Değeri ve İçeriği
Eser, Tanrı övgüsü ile başlamaktadır. Peygamberr, dört halife, Emir Muhammed Dad İspehsalar’a övgüyle devam eder. Bilginin yararı, cehaletin zararı, dilini tutmanın erdemi, dünyanın faniliği, cömertliğin övülmesi, cimriliğin yerilmesi, kabir, harislik, zamanenin bozukluğu gibi konuların işlendiği bölümleri vardır. Didaktik bir ahlak kitabı olan eser işlediği konular bakımından Kutadgu Bilig’e benzer.
Eserin başındaki övgü ve sebeb-i telif kısımları beyit ve kaside, devamı ise aaba/ccdc/eefe biçiminde uyaklanmış dörtlüklerle yazılmıştır.
Kafiye ve vezin bakımından kusurlu olan metinde çok sayıda imale ve zihaf vardır.
Eserle ilgili ayrıntılı tek çalışma 1951 yılında Reşit Rahmeti Arat tarafından yapılmıştır.
Karahanlı Türkçesiyle Yazılmış Kur’an Tercümeleri
Karahanlı Türkçesiyle yapılan ilk Kur’an çevirileri satır-altı tercüme niteliğindedir.
Muhammed bin el-Hac Devletşah eş-Şirazi tarafından 1333-1334 yıllarında intinsah edilen 902 sayfalık tercüme, bilinenlerin en eskisidir.
Ünite 4
12-13. Yüzyıllar Batı Türk Edebiyatı: Anadolu’da Gelişen Türk Edebiyatı
Anadolu’da kurulan ilk beylikler:
Çaka beyliği (İzmir, 1081-1097)
Dilmaçoğulları Beyliği (Bitlis, 1085-1192)
Danişmendliler Beyliği (Sivas, 1072-1178)
Saltuklu Beyliği (Erzurum, 1072-1202)
Artuklu Beyliği (Diyarbakır ve Mardin, 1101-1409)
İnaloğulları Beyliği (Bitlis, 1103-1183)
Mengücekoğulları Beyliği (Erzincan, 1072-1228)
Erbil Beyliği (Erbil, 1146-1232)
Çubukoğulları Beyliği (Harput, 1085-1097)
Anadolu Selçukluları
Süleyman Şah, Bizanslılardan İznik’i alarak Anadolu Selçuklu Devletini kurmuş ve İznik’i başkent yapmıştır.
Anadolu’daki birçok beyliğin desteğini arkasına alan Anadolu Selçukluları, Anadolu’da Türk birliğinin sağlanmasında önemli rol oynamıştır. Alaeddin Keykubat döneminde (1220-1237) devlet en yüksek dönemini yaşamıştır.
II. Keyhüsrev dönemiyle birlikte çöküş başlamıştır. Malatya bölgesinde Baba İshak önderliğinde çıkan isyan devleti zayıflatmıştır. Ordu isyancılara yenildikten sonra yeniden saldırıya geçmiş ve kanlı şekilde isyanı bastırmıştır (1240). Bu tarihten sonra Moğol kökenli Baycu Noyan Selçuklu ordusunu Kösedağıeteklerinde mağlup etmiştir(1243).
Moğollara vergi vermeye başlayan devlet bir daha toparlanamadı 1308 yılından sonra da tamamen dağıldı.
Anadolu Beylikleri
Selçukluların yıkılmasından sonra Anadolu beylikleri yeniden birlik olmaya başladılar. Moğol tehdidinden uzak kalmak için daha çok kıyı bölgelerde ve Bizans sınırlarında bağımsızlıklarını ilan etmeye başladılar.
Karamanoğulları (Ermenek, 1256-1483)
Ladik Beyliği (İnançoğulları, Honaz/Dalaman, 1261-1368)
Sahip Ataoğulları Beyliği (Afyon, 1275-1341)
Menteşeoğulları (Milas/Muğla, 1280-1424)
Karesioğulları (Balıkesir, 1297-1360)
Germiyanoğulları (Kütahya, 1300-1429)
Eşrefoğulları (Beyşehir/Seydişehir), Saruhanoğulları (Manisa, 1302-1410)
Aydınoğulları (Birgi/Ayasluk/Selçuk, 1308-1426)
Alaiye Beyliği (alanya, 1293-1471)
Hamidoğulları (Isparta, 1301-1423)
Dulkadiroğulları (Maraş, 1339-1521)
Eretnaoğulları (Sivas/Kayseri, 1335-1381)
Çobanoğulları (Kastamonu, 1227-1309)
Candaroğulları (Kastamonu, 1292-1462)
Pervaneoğulları (Sinop, 1277-1322)
Taceddinoğulları (Niksar, 1348-1428)
Kadı Burhaneddin Ahmed Beyliği (Kayseri, 1381-1398)
12-13. yüzyıllarda Gelişen Edebiyat
Karahanlılar (840-1211), Gazneliler (963-1186) ve Büyük Selçukluların (1038-1194) hakim olduğu coğrafyalarda şiir ve şairle düşünceler, Anadolu’da da paylaşılmıştır.
Devletin ileri gelenleri isimlerini yaşatmaları için sanatçılara mal bağışlardı. Selçuklular zamanında sultanların çevresinde şairler bulunurdu. Bu şairlerden öne çıkanlarına melikü’ş-şu’arâ (şairlerin meliki/sultanı) unvanı verilirdi. Bununla beraber kimi devlet adamları da şiir söylemiştir (Alaeddin Keykubat gibi).
11. yüzyıldan sonra şiir iki kutuplu olarak gelişimini sürdürdü. Alaeddin Keykubat zamanında Kâni’î-yi Tûsî saray çevresinin Mevlana ise tasavvuf çevresinin şairi olarak tanındı.
Bu dönemde yazılmış Farsça eserler
Hubeyş (Hüseyn) b. İbrahim et-Tiflisi’nin (öl. 1231) Kâmilu’t-Ta’bîr (rüya tabirnamesidir), Sihhatü’l-Ebdan, Kânunu’l-Edeb, Kıyafetü’t-Tıb, Usulu’l-Melahim (Melhemet Danyal), Beyanu’n-Nücum.
Nizami’nin (öl. 1214?) Mahzenü’l-Esrar adlı mesnevisi.
Sühreverdi-i Maktul (öl. 1191) Pertev-name.
Muhammed b. Gazi’nin Marzuban-name’sinin yeniden yazımı olan Ravzatu’l-Ukul, Beridü’s-Sa’ade.
Er-Ravendi Muhammed b. Ali’nin Gıyaseddin Keyhüsrev’e ithaf ettiği Rahatu’s-Sudur ve Ayetü’s-Sürur (Selçuklu tarihi).
Burhan-i Anevi Kadı Burhaneddin Ebu Nasr b. Mes’ud’un manzum tarih kitabı Enisü’l-Kulub.
Ebu Hanife Abdülkerim’in Mecma’ur-Rüba’iyat.
Necmeddin Daye’nin Mirsadü’l-İbad.
Kani’î Ahmed b. Mahmud et-Tusî’nin manzum Kelile ve Dimne ve 30 ciltlik manzum Selçuklu Şeh-namesi.
Muhammed b. El-Hüseyn al-Mu’ini’nin Beşa’rü-n-Neza’ir.
Sadreddin Konevi, Tabsiratü’l-Mübtedi.
Sa’ideddin Muhammed b. Ahmed Fergani, Menahicu’l-İbad ile’l-Mead ve Şerh-i Kaside-i Ta’iyye.
İbn Bibi, el-Evamirü’l-Ala’iye
Seyfeddin Muhammed, el Fergani’nin Divanı.
Kutbeddin eş-Şirazi, İhtiyarat-i Muzaafferi.
Sultan Veled, Fütüvvet-name ve İşrakat
Ebu Bekr b. Ez-Zeki, Ravzatu’l-Kuttab.
Kerimeddin Mahmud Aksarayi, Müsameretü’l-Ahbar ve Müsayeretü’l-ahyar.
Niğdeli Kadı Ahmed, el-Veledü’ş-Şefik
Yazarı bilinmeyen, Tarih-i Al-i Selçuk
Aziz b. Erdeşir-i Esterabadi, Bezm-ü Rezm
Hoca Dehhani, Selçuklular Şeh-namesi, Karaman Şeh-namesi
Türkler Anadolu’ya oldukça büyük edebi birikimleriyle birlikte geldiler. Zaman içinde Arap-Fars edebiyatından etkilenerek aruza uygun şiirler yazmaya çalıştılar. Türkçe kelimelerin seslerinin aruza uydurulmasında yaşanan sıkıntılar zaman içinde Arapça ve Farsça kelimelerin Türkçe içine yerleşmesine neden oldu. Bu durum şiirde kaliteyi arttırdığı gibi anlaşırlırlığı geriletmiştir.
Türklerin Karahanlılar döneminde kullandıkları Uygur alfabesi, Arap ve Farsça alfabeleri kullanmalarını kolaylaştırmıştır.
Hoca Ahmed-i Yesevi’nin takipçileri; Hâkim Süleyman Ata, Zengi Ata, Seyyid Ata ve Şeref Ata Yeseviliği devam ettirdikleri gibi Türkçe eserler vererek halkı aydınlatmaya devam etmişlerdir.
Moğol istilası nedeniyle Anadolu’ya gelen dervişlerin (Yesevi ve Kübrevi dervişler gibi) Anadolu topraklarında Türk kültür ve edebiyatının yerleşmesinde katkıları olmuştur.
Fıkıh âlimi ve hekim olan Ahi Evren (1171-1262, Menahic-i Seyfi’nin yazarıdır) Hoy şehrinden gelerek Kayseri’ye yerleşmiştir. İslami inanç ve fütüvvet ilkelerine bağlı kalarak tekke ve zaviyelerde öğrenci – hoca ilişkilerini düzenleyip esnafı örgütleyen Ahi Evren Anadolu ahiliğinin başını çekmiştir.
Arapça ce Farsça kullanımın yaygınlaşması Türkçenin geri plana itilmesi, dilin işlenmemesi edebi verimin önünü tıkamıştır. Karaman Bey’in oğlu Mehmed Bey’in (öl. 1277) Türkçe kullanımı zorunlu kıldığı fermanıTürk yazı dilinin asıl başlangıcıdır.
Anadolu’da Türkçenin Öncüleri
Mehmed Bey’ın fermanından sonra Türkçe eserler ortaya çıkmaya başlar. Eser verenlerin öncüleriGülşehri (öl. 1317?), Yunus Emre (öl. 1320) ve Âşık Paşa’dır (öl. 1332).
İlk eseri Felek-name’yi Farsça yazan Gülşehri, Mantıku’t-Tayr ve diğer eserlerini Türkçe yazmıştır. Türkçeyle övünen Gülşehri’yi Ahmedî (öl. 1413)eleştirmiştir.
Yunus Emre, Türkçeyi gönül dili haline sokmuştur. Yunus’un dili sürekli parlayan, yanıp harelenen, yanardöner bir hal içinde olan akıcı ve yaldızlı bir dildir.
Âşık Paşa, dilin oluşumu, gelişimi gibi konular hakkında da eserler vermekle şairliğinin yanı sıra bugünkü manada dilbilimci sıfatına sahiptir. 10.613 beyti bulan Garib-name adlı mesnevisi 14. yüzyılın en büyük mesnevisidir. Gözleme büyük önem verir. “Gözden giren elden çıkar” sözüyle sanat hakkındaki görüşlerini özetlemiştir.
Anadolu’ya ilk yerleşenlerden olan Oğuz Türkleri, Anadolu’nun Türkleşmesi için Türk destanları, Dede Korkut hikâyeleri, Ebu Müslim ve Battal Gazi gibi kahramanların menkıbelerini önemli birer manevi destek aracı olarak kullanmışlardır. Bunun sonucunda da 13. yüzyıldan itibaren Danişmend-name, Battal-name, Ebu Müslim gibi destanlar ortaya çıkmaya başlar.
Fuad Köprülü, Ahmed Fakih’in Çarh-name’sini, Anadolu’da 13. yüzyılda yazılan ilk Türkçe eser kabul etmiştir.
Şeyyad İsa’nın Salsal-name ve İbni Ala’nın Danişmend-name adlı eserleri 14. yüzyıl başlarında yazılmış ancak günümüze ulaşamamıştır.
Yunus Emre’nin Divan ve Risaletü’n-Nushiyye’si, Gülşehri’nin Mantıku’t-Tayr’ı, Âşık Paşa’nın Garib-name’si ve Tursun Fakih’in Gazavat-ı Bahr-ı Umman ve Sanduk adlı eserleri 14. yüzyılın diğer önemli Türkçe verimleridir.
Haliloğlu Ali’nin 1303’te hece vezniyle yazdığı Kıssa-i Yusuf, Fahreddin bin Mahmud İbni’l-Hüseyn’in yazdığı Behçetü’l-Hadayık fi Mev’izeti’l-Halayık, 13 yüzyılda yazılmış karışık dilli (hem Doğu Türkçesi hem de eski Anadolu Türkçesi özellikleri bulunan) eserlerdir.
Şeyh Ali b. Muhammed’in 1303’te istinsah ettiği Behcetü’l-Hada’ik (vaaz kitabıdır, Anadolu’da yazılmış ilk Türkçe eser olarak da kabul edilir), 11. yüzyıl Türkçesi ile 13. yüzyıl Türkçesi arasında köprü vazifesi gören değerli bir eserdir.
8.vE 13. YY SORU CEVAP ÇALIŞMASI
1.İLK GÖKTÜRK DEVLETİ HANGİ YILDA KURULMUŞTUR ?
552
2. TARİHTE 'TÜRK' ADIYLA KURULAN İLK DEVLET ?
Gokturkler
3. GÖKTÜRK YAZITLARINI DİKTİREN KİŞİ KİMDİR ?
bilge kaan
4. TÜRKLERDE YAZILI EDEBİYATIN EN ESKİ BELGELERİ ?
Orhun Yazıtları
5. KUTLUĞ KAĞAN A YAPTIĞI BAŞARILAR OLARAK HANGİ UNVAN VERİLMİŞTİR ?
İLTERİŞ
6. TÜRKLERDEN KALMA EN ESKİ İKİNCİ YAZIT ?
Bugut
7. 'BİR YÜZÜ ÇİNCE DİĞER ÜÇ YÜZÜ TÜRKÇE OLMAK ÜZERE 4 M'YE YAKIN YÜKSEKLİĞİ OLAN VE MERMER TAŞA YAZILAN BİR ANITTIR.'
BİLGİLERİ VERİLEN ANIT HANGİSİDİR ?
KÖL TİGİN
8. KIRGIZİSTAN,YENİSEY VE MOĞOLİSTAN'DA BULUNAN ESKİ TÜRK HARFLİ YAZITLAR GENEL OLARAK NASIL ADLANDIRILIR ?
ESKİ TÜRK YAZITLARI
9. İÇERİK OLARAK KÜL TİGİN YAZITINA BENZEYEN YAZIT ?
Bilge kağan
10. 'KÜL TİGİN YAZITINA GÖRE DAHA ÇOK TAHRİP OLMUŞTUR. TOPLAM 70 SATIRI AŞMAKTADIR.'
YUKARIDA BİLGİLERİ VERİLEN YAZIT ?
Bilge kağan
11. İKİ AYRI TAŞTAN OLUŞUR. İKİ TAŞIN TOPLAMI 62 SATIRDIR. İLK TAŞ İKİNCİ TAŞA GÖRE DAHA İYİ KORUNMUŞTUR.
YUKARIDA SÖZ EDİLEN YAZIT ?
Tonyukuk
12. ESKİ TÜRK YAZITLARINDA ETKİLİ ANLATIMI SAĞLAYAN ÖGELER NELERDİR ?(TALAT TEKİNE GÖRE)
ikilemeler koşutluluk deyimler atasözleri edebi sanatlar
13. ESKİ TÜRK YAZITLARI İLK OLARAK KİM TARAFINDAN YAYIMLANMIŞTIR ?
Radloff
14. ESKİ TÜRK YAZITLARI HAKKINDA RADLOFF TAN SONRA YAYIM YAPAN KİŞİ KİMDİR ?
Thomsen
15. ORHON YAZITLARI ÜZERİNDE TÜRKİYE DE SON BİLİMSEL YAYINI KİM YAPMIŞTIR ?
Talat tekin
16.A. V. GBAİN E GÖRE BUDİST UYGUR EDEBİYATI KAÇ BÖLÜMDE ANLATILIR ?
ANLATILAR
MASALLAR
SÜTRALAR
TÖVBE DUALARI
BÜYÜ METİNLERİ
FELSEFİ METİNLER.
17. TİBETÇE DE İYİ BİLİNEN 'BİLGE VE APTAL' MASALININ BİR BÖLÜMÜ UYGURCADA HANGİ İSİMLE BİLİNİR ?
kalyanamkara papamkara
18. ÇİN KAYNAKLARINDA TÜRK KELİMESİ NASIL GEÇER ?
TUKYU
19. SÜTRA NIN ANLAMI NEDİR ?
Öğreti kitabı
20. YAYIMLANAN SÜTRALAR NELERDİR ?
Yitikensudur
Altunyaruk
Sekiz yukmek
21. R.R. ARAT TARAFINDAN YAYIMLANAN SÜTRA HANGİSİDİR ?
YİTİKENSUDUR
22. TÖVBE METİNLERİNİ İLK KİM YAYIMLAMIŞTIR ?
Müller
23. BÖGÜ KAĞAN HANGİ DİNİ KABUL ETMİŞTİR ?
MANİHEİZM
24. MANİHEİST UYGUR EDEBİYATI ÜZERİNDE İLK ÇALIŞMALAR KİM TARAFINDAN YAPILMIŞTIR ?
A van le coq
25. MOĞOLİSTAN IN DIŞINDA BUGÜN TUVA VE HAKASYA DA GÖKTÜRK YAZITLARINA GÖRE DAHA KISA YAZITLAR BULUNMAKTADIR. ÜSLUP VE İMLA AÇISINDAN MOĞOLİSTAN DAKİ YAZITLARDAN FARKLILIK GÖSTEREN BU YAZITLAR HANGİSİDİR ?
Yenisey yazitlari
26. BÖGÜ KAĞAN IN MANİHEİZM İ KABUL EDİŞİ İLK KİM TARAFINDAN YAYIMLANMIŞTIR ?
W. BANG
27. HRİSTİYAN UYGURLARA AİT METİNLER ÜZERİNDE ÇALIŞMA YAPAN KİŞİLER KİMLERDİR ?
-MÜLLER
-LE Coq
-GABAİN
-ZİEMME
28. UYGURLARIN KABUL ETMEDİĞİ DİN ?
MUSEVİLİK
29. A. STEİN TARAFINDAN BULUNMUŞTUR.
ÖĞÜT,NASİHAT KİTABI OLARAK BİLİNİR.
İLK KEZ THOMSEN, SON KEZ DE TALAT TEKİN YAYIMLAMIŞTIR.
BU ESERİN ADI NEDİR ?
Irg bitig
30. TÜRKÇE İLK ASTRONOMİ METNİ ?
YİTİKENSUDUR
31. R.R. ARAT IN 'ESKİ TÜRK ŞİİRİ' KİTABININ ÖZELLİKLERİ NELERDİR ?
-ANTOLOJİ NİTELİĞİNDEDİR
-ŞİİRLERİNİ AİT OLDUKLARI KÜLTÜRLERE GÖRE AYIRMIŞTIR.
-HER ŞİİRİNDE, KENDİSİNDEN ÖNCE ÖLÇÜ VE UYAKLARINA YER VERMİŞTİR.
-KİTAPTA 30 DAN FAZLA ŞİİRİ VARDIR
32. Ş. TEKİN, UYGUR ŞİİRLERİNDE YAPTIĞI ÇALIŞMALARINDA HANGİ UNSURLARI ELE ALIR ?
-Hece sayısı sorunu
-Aliterasyonlar
-Ses ve hece tekrarları
33. PETER ZİEME, UYGUR ŞİİRİNİ KAÇ BÖLÜMDE ELE ALMIŞTIR? AÇIKLAYINIZ.?
CEVAP BUKETİN YOLLADIĞI RESİM 30.SORU CEVABI 5 BÖLÜMDE AYRILMIŞTIR İLE BAŞLIYOR
34. ARAP EDEBİYATI NIN DÖNEMLERİ NELERDİR ?
Cahiliyye
Islami devir
Abbasi ve emeviler
Abbasilerden sonra
Yeni arap ede
35. ARAP EDEBİYATINDA EMEVİLER DÖNEMİ ŞAİRLER İÇİN YAPILAN SINIFLAMALAR NELERDİR ?
ALEVİ Şİİ ŞAİRLER
HARİCİ ŞAİRLER
EMEVİ ŞAİRLER
ZÜBEYRİ ŞAİRLERİ
36. ARAP ŞİİRLERİNİN İLK ÖRNEKLERİ HANGİ DÖNEME AİTTİR ?
Cahiliye dönemi
37. ARAP NESRİNİN ÖNDE GELENLERİNDEN -CAHİZ- ARAP EDEBİYATI NIN HANGİ DÖNEMİNDE YAŞAMIŞTIR ?
ABBASİ VE ENDÜLÜS EMEVİLERİ DÖNEMİ
38. İSLAMDAN ÖNCEKİ ARAP ŞİİRLERİN EN GÜZEL ÖRNEKLERİ HANGİ İSİM ALTINDA TOPLAMIŞTIR ?
el-mulakat
39. HZ. PEYGAMBERİN ŞAİRİ OLARAK TANINAN KİŞİ ?
Hassan bin sabit
40. KAB BİN ZÜHEYR KİMDİR VE YAZDIĞI ŞİİRİN ADI NEDİR ?
PEYGAMBERE YAZDIĞI HİCVİYEDEN SONRA AF DİLEMEK İÇİN ŞİİR YAZAN KİŞİDİR.
ŞİİRİ: KASİDETÜ'L BÜRDE
41. ARAPLARIN EN MEŞHUR KADIN ŞAİRİ KİMDİR ?
EL HANSA
42. ŞAİRLER ARASINDA DAHA ÇOK SİYASİ DÜŞÜNCELERİN ORTAYA ÇIKTIĞI ARAP EDEBİYATI DÖNEMİ ?
Emeviler
43. EMEVİLER DÖNEMİ ŞİİR, DÜŞÜCE VE ÜSLUP AÇISINDAN HANGİ DÖNEME BENZER ?
Cahiliye
44.BİR KİMSENİN ÖLÜMÜ ÜZERİNE DUYULAN ACI İLE ÖLEN KİMSENİN İYİ VE GÜZEL VASIFLARINI ANLATAN ŞİİR NEDİR?
RİSA
45. EMEVİLER DÖNEMİNDE ÜÇ BÜYÜK HİCİV ŞAİRLERİ KİMLERDİR ?
El ahtal
El ferezdak
Cerir
46. ABBASİ VE ENDÜLÜS EMEVİLERİ DÖNEMİNDEKİ EN ÖNEMLİ YENİLİK ?
ARAP ŞİİRİNİN VEZİN VE KAFİYELERİNDE BAZI DEĞİŞİKLİKLER YAPILARAK EL-MUVAŞŞAHAT ADIYLA YENİ BİR TÜRÜ ORTAYA ÇIKARMIŞLARDIR
47. MUVAŞŞAH NEDİR ? NE ZAMAN ORTAYA ÇIKMIŞTIR?
9.yy 2 yarısında ortaya çıkmıştır. Birbirini izleyen uzun beyitler ile kısa bentlerden oluşan ve tevsih diyede adlandırılan nazım şekline denir
48. ARAP ŞİİRİNİN EN KÜÇÜK NAZIM BİRİMİ ?
BEYİT
49. ARAP ŞİİRİNİN EN ESKİ NAZIM BİÇİMİ ?
RECEZ
50. HALKIN ANLAYABİLECEĞİ SADE VE İLGİ ÇEKEN,ŞAKA YÖNÜ AĞIR BASAN ŞİİRLERE NE DENİR ?
ZECEL
51. RESMİ VE ÖZEL KURUMLARDA MEKTUPLAŞMAYA VERİLEN AD ?
MÜRASELAT
52. PEYGAMBERİ ANLATAN ESERLERE NE DENİR ?
SİYER
53. İLK COĞRAFYA KİTABI ?
Mesalikül Memalik ----YAZARI- istahri ebu ishak
54. ARAPÇANIN İLK SÖZLÜĞÜ?
KİTABÜL-AYN-YAZARI-- imam halil ibn ahmed
55. EN ESKİ SİYER KİTABI ?
Siretu ibn hisam
56. ARAP EDEBİYATINDA HİKAYE YERİNE DAHA ÖNCELERİ HANGİ İSİMLER KULLANILIYORDU?
ESMAR,HURAFAT,KISAS,RİVAYET,AHBAR,AHADİS,EMSAL,NEVADİR
57. FÜTÛH TÜRÜNDE YAZILAN ESER VE YAZARI ?
ESER FÜTUHÜŞ ŞAM
YAZARI EL VAKIDİ
58. MECLİSLERDE OKUNAN HOŞ VE MERAK UYANDIRAN KISA HİKAYELERE NE DENİR ?
MAKAME
59. HADİS RİVAYET EDEN KİŞİLERİN BİYOGRAFİLERİNE VERİLEN AD ?
TABAKAT
60. EN ESKİ TABAKAT YAZARI ?
KATİBÜL VAKİDİ
61. ATASÖZLERİ ,DEYİMLER VE VECİZELERİN DERLENDİĞİ ESERLERE VERİLEN AD ?
EMSAL
62. İSLAMİYETTEN ÖNCE FARSÇA ŞİİR SÖYLEYEN İLK VE TEK KİŞİ ?
BEHRAMI GÜR
63.İLK BÜYÜK FARS ŞAİRİ ?
RUDEKİ
64. FARSÇA ŞİİRDE İLK BÜYÜK MUTASAVVIF ŞAİR ?
Senai
65. FARS EDEBİYATINDA GÖRÜLEN ÜSLUPLAR ?
-türkistan-horasan
-hint üslübu
-ırak-selçuklu uslubü
-geriye dönüş üslubu
66. FİRDEVSİ VE ÖMER HAYYAM HANGİ ÜSLUBUN ÖNCÜLERİDİR ?
Türkistan-horasan
67. 'MEVLANA' HANGİ ÜSLUBUN EN ÖNEMLİ TEMSİLCİSİDİR ?
ırak Selçuklu
68. GERİYE DÖNÜŞ ÜSLUBU 19. YY DA NEDEN TERCİH EDİLMİŞTİR ?
-NESİRDE ETKİLİ OLMUŞTUR -SADELİK VE KONUŞMA DİLİ TERH EDİLDİĞİ İÇİN
69. FİRDEVSİ NİN EN ÖNEMLİ MESNEVİSİ ?
Şeyh name
70. ŞEH-NAME Yİ MANZUM OLARAK TÜRKÇE YE ÇEVİREN KİŞİ ?
Seyyid şerifi
71. ŞEH-NAME ARUZUN HANGİ KALIBIYLA YAZILMIŞTIR ?
feülün feülün feülün feül
72. AŞK HİKAYELERİNİN EN BÜYÜK FARS ŞAİRİ ?
Genceli nizami
73. İLK HAMSE YAZARI ?
Genceli nizami
74. BEŞ MESNEVİNİN BİR ARAYA GETİRİLMESİYLE OLUŞAN ESERE VERİLEN AD ?
Hamse
75. MAHZENÜL ESRAR
HÜSREV Ü ŞİRİN
LEYLA VÜ MECNUN
HEFT PEYKER
İSKENDER-NAME
YUKARIDAKİ ESERLER KİMİNDİR ?
Nizaminin hamsesinde bulunan eserler
76. MANTUKU'T TAYR KİMİN ESERİDİR ?
Feridüddin-i atar
77. İLK TASAVVUFİ MESNEVİ ?
Esrar name
78. F. ATTAR IN KONUSU TASAVVUF OLMAYAN TEK ESERİ ?
Hüsrev name
79. F. ATTAR IN TEK MANSUR ESERİ ?
Tezkiretul evliya
80. SADİ ŞİRAZİ NİN EN ÖNEMLİ 2 ESERİ ?
Gülistan ve bostan
81. FARS EDEBİYATINDA EN BAŞARILI GAZEL ŞAİRİ ?
HAFIZI ŞİRAZİ
82. TÜRK EDEBİYATI NDA MEVLANA NIN MESNEVİ'Sİ VE SA'Dİ NİN GÜLİSTAN'INDAN SONRA EN ÇOK OKUNAN FARSÇA ESER OLAN HAFIZ DİVANI'NIN ESERİNİN ADI NEDİR ?
Lisanul gayb
83. MOLLA CAMİ NİN BİLİNEN MANZUM ESERLERİ NELERDİR ?
-DİVANLAR
-HEFT EVRENG
-TUHFETÜL AHRAR
-SÜBHATÜL EBRAR
-YUSUFU ZÜLEYHA
-LEYLA VÜ MECNUN
-HIRED-NAME-İ İSKENDERİ
-SİLSİLETÜ’Z ZEHEB
-SALAMAN U ABSAL
84. 'BAHARİSTAN' KİMİN ESERİDİR ?
MOLLA CAMİ
85. KARAHANLILARIN KURUCUSU KİMDİR ?
BİLGE KÜL KADIR HAN
86. MOĞOLİSTAN DA KORUMA ALTINA ALINAN, BİR KISMI ESKİ HİNTÇE YAZILMIŞ OLAN ESKİ TÜRK YAZITI ?
BUGUT
87. ARAP EDEBİYATINDA ATASÖZLERİ, DEYİMLER VE HALK ARASINDA YAYGIN OLAN MEŞHUR SÖZLERİN TOPLANDIĞI ESERLERE NE AD VERİLİR ?
EMSAL
88. KARAHANLILARIN ORTAYA ÇIKIŞINI İLERİ SÜREN TEORİ ?
KARLUK
89. ARAP ŞİİRİNDE YER ALAN EL-HAMASE NİN YAZARI ?
TEMMAM
90. ANADOLU DA YAZILAN İLK TÜRKÇE ESER ?
BAHÇETÜL HADAYIK
91. 6645 BEYİTTİR.
DİDAKTİK BİR ESERDİR.
ARUZUN FEÜLÜN FEÜLÜN FEÜLÜN FEÜL KALIBIYLA YAZILMIŞTIR.
ESERİN SAHİBİ YUSUF HAS HACİP TİR.
YUKARIDA BİLGİLERİ VERİLEN KARAHANLI DÖNEMİ ESERİ ?
KUTADGU BİLİG
92. YUSUF HAS HACİP KUTADGU BİLİG İ YAZARKEN NAZIM ÖRGÜSÜ VE ÜSLUP AÇISINDAN HANGİ ESERDEN ETKİLENMİŞTİR ?
ŞEH-NAME
93. ANA DİLİ DIŞINDA ARAPÇA, FARSÇA VE SOGDÇAYA DA HAKİMDİR.
İSLAMİ BİLGİLER, TÜRK ATASÖZLERİ, DEVLET ÖRGÜTÜ, FELSEFE VE MATEMATİK ALANINDA BİLGİ SAHİBİDİR.
FARABİ VE İBNİ SİNA NIN ESERLERİNİ OKUMUŞ VE ONLARIN GÖRÜŞLERİ HAKKINDA BİLGİ SAHİBİ OLMUŞTUR.
YUKARIDA ÖZELLİKLERİ VERİLEN KARAHANLI DÖNEMİ ŞAİRİ KİMDİR ?
Yusuf has hacip
94. KUTADGU BİLİG ÜZERİNDE YAYIM YAPAN İLK KİŞİ ?
R.R. ARAT
95. KÜN TOGDI
AY TOLDI
ÖLDÜLMÜŞ
OGDURMUŞ
HANGİ ESERİN ANA KARAKTERLERİDİR ?
KUTADGU BİLİG
96. TÜRK EDEBİYATI'NDA İLK KASİDE YAZARI KİMDİR ?
YUSUF HAS HACİP
97. İSLAMİ TÜRK EDEBİYATINDA BİZE KADAR GELEN İLK TEVHİD VE MÜNACAAT ÖRNEĞİ OLAN ESER ?
KUTADGU BİLİG
98. KUTADGU BİLİG İN NÜSHALARI ?
VİYANA-MISIR-FERGANA
99. TÜRKÇE NİN BİLİNEN İLK SÖZLÜĞÜDÜR.
ARAPLARA TÜRKÇE ÖĞRETMEK AMACIYLA YAZILMIŞTIR.
YAZARI KAŞGARLI MAHMUD'DUR.
YUKARIDA BİLGİLERİ VERİLEN ESER ?
DİVANİ LUGATİT TÜRK
100. TEK NÜSHASI OLAN VE ALİ EMİRİ EFENDİ TARAFINDAN SATIN ALINAN ESER ?
DİVANI LUGATİT TÜRK
101. DLT HAKKINDA İLK ÇALIŞMAYI KİM YAPMIŞTIR ?
KİLİSLİ RIFAT BİLGE
102. DLT NİN İLK YAYIMINI KİM YAPMIŞTIR ?
BESİM ATALAY
103. ATABETÜL HAKAYIK KİMİN ESERİDİR ?
edip ahmet yükneki
104. ATABETÜL HAKAYIK HANGİ ALFABELERLE YAZILMIŞTIR ?
Uygur ve arap harfleri
105. ATABETÜL HAKAYIK ÜZERİNDE AYRINTILI ÇALIŞMA YAPAN KİŞİ ?
Reşir rahmeti arat
106. ATABETÜL HAKAYIK IN EN İYİ NÜSHASI ?
Semerkand
107. ATABETÜL HAKAYIK İŞLEDİĞİ KONULAR BAKIMINDAN HANGİ ESERE BENZER ?
KUTADGU BİLİG
108.ATABETÜL HAKAYIK IN NÜSHALARI NELERDİR ?
SEMERKAND
AYASOFYA
UZUNKÖPRÜ
TOPKAPI MÜZESİ
109. ATABETÜL HAKAYIK HANGİ HÜKÜMDARA SUNULMUŞTUR ?
Muhammed Dad Sipehsalar
110.KOPYA EDİLİŞ TARİHİ YERİ VE KOPYALAMANIN BİM OLDUĞU BİLİNMEMEKTEDİR.HEM KARAHANLI HEM HAREZM TÜRKÇESİYLE YAZILMIŞ KISIMLARI VARDIR.1914 YILINDA ZEKİ VELİNDİ TOGAN TARAFINDAN FERGANA DA BULUNMUŞTUR.A.K BOROVKOV 1963 YILINDA BİR ÇALIŞMA YAYIMLAMIŞTIR.
YUKARIDA BİLGİLERİ VERİLEN ESER HANGİSİDİR?
ANONİM VE TESFİR
111.ATEBÜL HAKAYIKTA YER ALAN AŞAĞIDAKİ BEYTİN ÇEVİRİSİ NEDİR?
ŞAHIM MEDHİ BİRLE BEZEYİN KİTAB
OKIGLI KİŞİNİNG SEVİNSİN CANI
OKUYAN KİŞİNİN CANI SEVİNSİN DİYE BU KİTABI ŞAHIMIN ÖVGÜSÜ İLE SÜSLEYEYİM